25 Haziran 2018 Pazartesi

Umutlu Katiller, Mutsuz Hayalperestler ve Fikirsiz Düşünceliler


Umutlu Katiller, Mutsuz Hayalperestler ve Fikirsiz Düşünceliler


         Mutsuz uyandık bugün uyumadıkta aslında yerimizden kalkmayı uyanmak sandık aslında biz uyandıkta uyanamayanlara üzüntüyle, sinirle, vahşetle, belki de bir o kadar da şaşkınlıkla baktık. Biz bir takım ayrışmamaya çalışanlar olarak çok ayrıştık bugün çok üzülenler olarak ayrıştık geleceğe umutla değil de korku dolu gözlerle bakanlar olarak ayrıştık. Birini tuttuğumuzdan değil bir partiye bağlılığımızdan değil birini indirmeye çalıştığımızdan değil, geleceğimiz çocuklarımız biz de demeyeceğim. İnanmıyorsunuz bunlara gözünüzde canlanmıyordur 20 sene ilerisi belki de anı yaşamayı seviyorsunuzdur bilemem canınız yanmayınca can yakar mı oluyorsunuz yoksa canınız yanmadan can yakalım mı diyorsunuz hiç bilmiyorum. Ben bugün hiçbir şey bilmiyorum..

          Bizi bu kadar bilinmezliğe düşüren durumlarda aynı yerde yaşayıp aynı parayı kazanan aynı yemeği yiyen aynı yerlerde gezen insanların bizden neden daha mutlu olduğunu kaçırdığımız neleri gördüklerini anlamıyorum. Özellikle annelerin ve babaların nasıl bu kadar sevinçli olabildiğini anlamıyorum. Kendimde suç buluyorum tekrar bakıyorum sadece bakmakla da kalmıyorum görmek için çabalıyorum dinliyorum okuyorum araştırıyorum bu arada durmuyorum vatan için yapabileceğim eğitimimi alıyorum başka diller öğrenmeye çalışıyorum bir yandan işe gidiyorum ekonomiye katkımı sağlamaya çabalıyorum ve her gün SORGULUYORUM. Yapılan yapılmış yapılmakta olan şeyleri sürekli SORGULUYORUM bu verilerin sonucunda ne yapılacak diye kös kös oturamıyorum. Çünkü bu vatan benim..

          Anne değilim baba değilim böyle sınıflandırma da yapmam ama çocuk sahibi olmayı mucize olarak görenlerdenim ve kendinden olan bir varoluş için kendinden daha çok onun için mücadele edilebildiğine eminim bir bunu biliyorum bunun için hiçbir ebeveynin kimseye minnet eylemeyeceğine inanıyorum. Ve çocuğu olan, ölen, olacak, olamayan herkesin onlar için en doğru kararı verebilmesini istiyorum ama...

          Kendinizi düşünmeyin bu kadar kendinizi sevmeyin artık bencil olmayın çıkarcılık yapmayın kin duymayın savaştaymış gibi davranmayın hayatımızı etkileyecek olaylara derbi maçı takip ediyormuş gibi holiganlık yaparak kimseye zarar vermeyin köşeye sıkıştırıp bir kişiye on kişi saldırmayın ama bire bir de saldırmayın çünkü SALDIRMAYIN hoyratça adice sinsice önünüze gelenlere ezip geçmeye çalışmayın TAPMAYIN YA TAPMAYIN kimseye kul olmayın herkesi sevin ama kimseyi eşinizden çocuğunuzdan kardeşinizden annenizden babanızdan çok sevmeyin onlar dışında kimse için boşu boşuna ölmeyin ÖLDÜRMEYİN kimsenin fikirlerini de ÖLDÜRMEYİN umutlarını da ÖLDÜRMEYİN.

          Kendinizi düşünün kendinizi sevin bencil olun çıkarlarınıza göre hareket edin hayatınızı etkileyecek olaylarda milli maç gibi yükselin festivaldeymiş gibi coşun savaştaymış gibi direnin CEPHEYİ SAKIN HA TERKETMEYİN. On kişiye karşı bir kişinin yanında olun, vicdanınızı dinleyin, hakettiğini düşündüğünüzün değil olması gereken bu olsun diye değil vicdanınızın el verdiği kadarına kulak verin, o sizi yanıltsa da üzülmeyin yanılttığını anlamışsanız zaten yanlıştan dönebilirsiniz demektir. TAPIN Allah’a tapın, inanışınıza göre TAPIN başka şeylere tapanları hiçbir şeye tapmayanları ayrıştırmayın.

          Ne olursa olsun kul olmayın, omurganızdaki dikliği son zerresine kadar hissedin hiç eğrilmeyecekmiş gibi hiç bükülmeyecekmiş gibi sanki duvar gibi sırtını korkakça duvara yaslayarak yaşayanlardan değil duvar gibi sırtınızla yaşayanlardan olun. VE KİMSENİN KATİLİ OLMAYIN NE UMUTLARININ KATİLİ NE FİKİRLERİNİN KATİLİ NE DE ÖZGÜRLÜKLERİNİN KATİLİ OLMAYIN.
BUKET AÇIL..

17 Haziran 2016 Cuma

Bilindik Tip - Bilinmedik Yön : 1




   Şimdi bu bölümümüzde ashdchasgcdhkas ne bölümü yaaa kendime hatıra yapıp ileride kendi kendime okuyacağım şeyler için neler diyorum yanisi bu bölüm yapma çabamda...... Günlük karşılaşılan veya hayatımızda her gördüğümüz ama dikkat etmediğimiz, varlığını kabullendiğimiz hani bizim her şeyimiz değişir de o tipler hep aynı kalır gibi dediklerimizden bana denk gelenleri anlatacağım.


   Bu aralar staj yüzünden çok tiple karşılaştım zaten ama en sevmediğimden "müdür" sıfatlı ığğğ neyse sıfatlııı ☺ şu şirketin ortak alanlarında bireysel ofis bulundurmayan yerlerinde özellikle kendinden alt seviyede olan çalışanlara emir buyurmak, ses yükseltmek, hafiften eziklemek gömmek vs. şeyler çok itici yaa mesela gelip "Cannnn son gelen iş emrini yapmaya çalışmışsın ama hiç mi örnek görmedin bu güne kadar yani yeni başlayan biri olsan diyeceğim kovun, bu ne iş tutarsızlığıdır mesai bitimine kadar düzelteceksin tabii yetiştirebilirsen." gibi gayet sosyetik altın günü konken kadınları gibi alaycı bir dille odasının kapısından taaa köşedeki adama bağırarak sesini duyurmaya kendini göstermeye çalışan tiplerdir bunlar bir o kadar da patronun yanında süt dökmüş kediye dönerler.

   Bir de bu bölüm nereden aklıma geldi sürekli başlık ismi bulmakta zorlanıyorum bare part part şeyler yapayım da ayrı ayrı da olsa seriyi devam ettiririm. Bir başlıkta 5-10 post yazarım en azından diye düşündüm ( alkış  ☺)  gerçekten başlık bulmak yazı yazmaktan daha zor..

Hııh buldum, yazacağımı önceden düşünmemek tam da bu sanırsam mesela metro tipleri metropol çocuğuyuz lan biz, hımm elitiz de aynı zamanda cool uz da ama hız için sıkışık tepişik yerlere de bineriz yani. Eziklemeden (tasvirlemeden) önce söylemeliyim ki bunların yaptıklarının çoğunu bende yapıyorum. Öncelikle yaz günü dışarıda güneş gözlüğü takılıyken metroya indiğinde de ya gözünde kalır ya kafaya çekilir hemen, kulaklıklar ortaya çıkar, çevrimdışı spotify açılır, açılmayan kapı önleri ya da metronun başı-sonu seçilir ( yani sırtını dayayabileceğin bir yer ) hemen oturulur tabiki bağdaş kuruyoruz. ☺ Çantamızda (nasılda sahiplendim biz diye anlatıyorum ☺☺) bulunan evdekinin ekstrası olarak yoldayken beklerken vs. okumak için tuttuğumuz kitap çıkarılır sağdan soldan gelen insanlar bu ne yapıyor  bakışları içerisinde metroya dilenci mi almışlar lan sorularıyla baş başa kalır. Çünkü bunları yapan insan kimseyi takkkk-mazzzzzzz.... En sevdiğim özellikleri de budur zaten yaniii bir daha görmeyeceğim insanlardan banane???( Gördü. Hemde ertesi gün aynı yerde aynı şekilde. Bir dahaki bölümdeahfaghvdajk şok şok şok haftaya neler olacak ☺)

10 Haziran 2016 Cuma

PATLICAN Ay Pardon Alt - Üs İlişkisi Ya Da Trafiksizlik

   Yazmaya hevesim olmayınca küçük bir paragrafım vardı sadece koyamayacak kadar kısa olduğunu düşünmüştüm onuda kaybetmişim üzüldümmm şekerdi halbukiiii.
Son iki günümü yazayım o zaman çarşamba günü bölüm şefi geldi yazılım şefi ve kadınmış çok tatlış şeker bir şey heveslendim de altında çalışanların hepsi erkek iş gezisinde olduğu için ilk iki gün yokmuş buradaki erkekler jilet gibi giyinip süslenirken kadınlar kendilerine hiç bakmıyor çok kınıyorum çok sonum ne olacak acaba gerçi biraz da belli ne olacağı akşam yemeğini abim yapıyor sabah yatağımı babam topluyor falan çalışıyorum diye bir düşünceliler bir yardımlar bir yardımlar annemde gelemedi daha onunda etkisi var tabi. Hayır ben bir de bunlardan mıdır nedir alıştım bölüm şefi işte geldi yanıma türk kahvesi yapıyorum içer misin? diye ayy bir de beni gazlamışlardı eziklemişlerdi stajda hep getir götür kahve yap boşları al falan naaaalaaka yani tam tersi oldu neyse sordu işte bende orta dedim nasıl rahatlığıma düşkünsem nasıl içersin peki desin bare zaten yaptırıyorsun direk orta ya sonra tabi dönüp aaa zahmet olmasın teşekkürler falan bir de yaptı gidip almıyorum masama getirdi çook teşekkürler dedim beni kaldırmadığın için diyemedim elbette sonra bir de boş fincanı almasını bekledim ama gelmedi nımıssızzz ki bardak toplama alanı da dibim yani nasıl yüzsüzlükse ☺ ☺
   Perşembe de bir rapor iş emri veriler onların deyimiyle görselliği yaptım hemen öğle arasından önce abi yok kodu ya pa mı yor um........ Bilmediğim bir dil onu öğrendim az çok deniyorum siliyorum yazıyorum deniyorum yok çok çok yerlere yazdım sonuç vermiyor yemeğe gittik geldik iyi ki 3 çeşit
patlıcan yemeği vardı da azıcık mutlu oldum ya ama yinede biyyyyynim patlıyordu gerçekten daraldım sıkıldım yapamıyorum soramıyorum vs baktım herkes sürekli çıkıp çıkıp geliyor sigara içiyorlarmış en sonunda bende başlayacağım herhalde günün 1.5 saatini öyle yiyorlar kartım yok benim çıkıp dolaşamam sürekli en son markete diye çıktım yarım saat nefes aldım geldim eve girer gibi kapı çalmam da cabası rezillik girçiktin. Sonra müdür geldi gün bitimine yarım saat kala proje vermişlerdi ya onu sordu falan yapamadığım çoğu şeyi yapıyormuşcasına anlattım valla pazartesine elindeki işi bitirirsin ya sen dedi hatta cumaya daha zor bir şey veririm falan bilmiyor ki yohhh anam yohhh dediklerim sadece teorik........... Bir de şirkette bug bulmuş gibi davranıyorum her gün 5-6 dk erken kaçıyorum bir önceki otobüs ondan kaynaklı diğerinin bir önceki otobüsüne ondan kaynaklı az trafik ondan kaynaklı 30 dk önce eve varış ondan kaynaklı erken yemek ve ondan da kaynaklı olarak çok yatış istiklal marşı ve kapanış ☺



(AÇIM DA BAYA FOTOĞRAFLAR İÇİN KÜFÜR KABUL EDİLMEMEKTEDİR HER HAKKI SAKLIDIR.)
Ayrııcaaağ başlıklarda zorlanıyorsam ne olmuş zorlanabilirimmmmmm.

7 Haziran 2016 Salı

Kahve - Coffee - Caffè - Kope - कॉफ़ी - 咖啡


  


 
    Ben iş hayatını çözdüm evet ikinci günüm daha evet hala mesaim bile bitmedi ama çözdüm bir kere iğrenç yanlarına değinmem lazım etrafımda gördüğüm kadarıyla en kötüsü iş bitince yarın bir daha gelecek olman ☺ hayır komik değil gerçekten en inanılamazı ve kötüsü bu. İkincisi üslerin gelince çalışıyormuş gibi yapmak için ya 6. hissin çok kuvvetli olacak ya da çok çakal olacaksın (ikisi de bende mevcut) ki saçma bakışlardan kurtul ha bir de daha safları var zaten çalışıyor ama biri geçince kasılıp komik komik ilkokul çocuğu gibi çalışma taklidi yapıyor bu da onu çalışmıyormuş gibi gösteriyor millet saf cidden saf. Üçüncüsü trafik - toplu taşıma - 30 dk lık yolun 90 dk ya çıkması - ve ayakta yolculuk dramı bunlar gerçekten leş sabah uykulu uykulu akşam ise yorgun yorgun farketmiyor iki şekilde de çekilir bir yanı yok. Dördüncüsü ve bence en önemlisi çooooooook erken kalkmak özellikle de geç yatmaya  alışık olanları ve 6-7 saatte uykusunu alamayanları zorluyor bu yani beni ☺. Şimdilik kötü yanlar 4 madde de kalsın tecrübe edindikçe bunları ilerleteceğim ve eminim ki kötü özellik keşiflerinde muhteşem performans gösterebilirim.


   Şimdi de bölümümüzün ikinci kısmı iyi özelliklere geçelim bare karşılaştırma olur hem hemde ilerledikçe ayrı ayrı yazmak zorunda kalmam. Birincisi yemek için anlaşılan yer, aşçı, catering vs vs. güzel yemek yapıyorsa ve çok çeşit çıkıyor üstüne de istediğini seçip sınırsız yiyebiliyorsan muhteşemmmmm. Yemek mi işin iyi yanı yani demeyin ölümüne yediğinizi biliyorum bana sökmez bu havalar.(bir de ara sıcaklarda içli köfte çiğ köfte falan koysalar var ya offff mümkünse şirketin sahibi Antep'li falan olsun tadından yenmez iş kutlamalarında tepsiyle baklava vs. neyse tamam sustum.) İkinci iyi yanı içecek köşesi buzdolabı ve içi, çeşit çeşit kahve makineleri, çay çeşitleri tabi ben çay sevmediğim için ve yemek 12 gibi erken bir vakitte olduğu için uykum olunca acıkınca sıkılınca kahve içmekten hastalık geçireceğim öyle bir hastalık varsa tabi yani, yine mide işleri beni mutlu ediyor. Üçüncüsü ise yazın vazgeçilmezi KLİMA bana dokunmuyor bir de sonuna kadar açan menopozlu teyze misali bir aç bir kapa yapıp ortamın ayarını tam tutturan kumanda sahibi tontiş ablağğğ Allah senden de razı olsun sen olmasan çekilmezdi...☺☺☺

6 Haziran 2016 Pazartesi

İzmir'in Kızları - Kısıtlanmak

05.08.2015
00.14
   ''Şu İzmir'in kızları muhabbeti dönüp durur ya hep kızlar arasında , iki yönlü olarak yapılır bir taraf ayy ne güzel ya batılılar anam işte istediği saatte istediği gibi gez iç dolaş yat kalk karışanın edenin yok herkes kendinden sorumlu, diğer taraf kızlar ise bunlar hep bekar tayfa tabi kız mı kızım bunlar peynir hepsi (çok güzel sansür koyarım☺)  kimin eli kimin cebinde belli değil  bak benim bir arkadaşımın kardeşinin arkadaşının kuzeninin sevgilisi İzmir'i kazanmış  kız çıldırıyormuş her gün sinir krizleri 2 yıldır oradan yürütüyorlar uzak ilişki güya da çocuk 24 aya 24 tane sığdırmadıysa bende xxxx  değilim (bugün sansürde level atlıyorum ☺☺☺) hayır bu çocuk Van 100. yılda okusa böylemi olurdu bir de bana''
   Ben ise bu iki tavrın neresindeyim emin ol bilmiyorum bazen iki düşünceden de sivrisini en ucunu uç uç ucunu, bazen tam ortasını düşünüyorum. Ne oluyor  ya yazmaya başlarken eski kafalı insanlardan tut kadın-erkek farkına yardıracakken, nefretimi kusacakken haksızlığa adaletsizliği hayalleri yaşayamamaya tiksintimi sonuna kadar gösterecekken -İzmir'in kızları- şarkısını duymamla buralara geldik... Neyse Sezen sonuçta 3-5 kez daha dinleyeyim.




Çok geçmiyor ki bir şeye daha delirmeyelim.
05.08.2015
11.41
   Çok sinirlendiğimde ki benim zıt düşüncemde olan biri adaletsiz bir şekilde beni düşünmeden yargılama -imkansız da zaten- ya da fikrini söylediğinde deliriyorum geliyorlar bana kim olursa bu en yakın arkadaşım, ailem, akrabam, kasiyer, pazarcı, küçücük kendini dediğini bilmeyen velette olsa bu çıl-dı-rı-yor-um. Bir de küçüklüğümden beri yenmeye çalıştığım aşırı duygusallıktan her boka dudak titretmesi, duru olmayan gözyaşı, üstüne üstlük kendimi kasmamla birlikte burun akıntısı ve hıçkırıkta ekleniyor bunlara. (Aferinnnn çok güzel iş yaptınnnn bir kendini tutamıyorsun)
   Benim hayallerim çok fazla insanlarla paylaştıklarım ise çok az, bilmedikleri bir şeyle ilgili yorum yaptıkları anda dahi bu benim herhangi bir hayalime yakınsa, uzaktan yakından dokunuyorsa ona, dolaylı yoldan benzeşiyorsa bile sanki çocuğumun derisini yüzüyorlarcasına saldırıyorum en yakınım da olsa hatta babam bile olsa bu direk sen  ne biliyorsun! gezmek yok! kazandığın parayı adam akıllı harcayamıyorsun bile!! boş geldin boş gidiceksin!! yalancısın!!!!!!! bir dediğin diğerini tutmuyor...!! sen düşüncesizsin hem hiç düşündün mü ki beni........! adalet desen hiç yok..!!!! herkese başka bize başka....! senin gibi ne olucam ya allah korusun!!!!!!!!!! Türkiye de ki kızları topla 100 kızı altı üstü 90'ı sizin gibiler yüzünden erken evlenmiyorsa yaşayamadıktan sonra ben ne yapayım sizinle yaşamayı.. Yukarıdaki canlandırmamızda da gördüğümüz üzere ne durum var ne de durum var yani. 
Bunlar yine yüze ve alttan alta söylenenler sinir problemim mi var bilemiyorum ama kendimi de tutamıyorum 'gerizekaaaalı sssssalak off böylelerinin allahım ya offffff'' gibi kasılarak nefret kusma dediğimiz bilumum olaylar işte. Kabul deliriyorum biraz ama kısıtlanmak kadar kötü bir şey yok benim düşüncem de.

İş hayatına giriş - STAJYER (Köle isaure)

  Merhaba selam selam size de iyi günler sağolun teşekkürler evet evet uzun zamandır yoktum zaten pekte bir şey yapmış sayılmam artık sürekli post atacağıma en azından 3-4 aya garanti verebilirim.
  Tamam şımarmalarımı kesiyorum gerçekte kesemesem de yokmuş gibi davranabilirim sanırım. Staj yeri ımmm ilk stajım haftasonu açıköğretim finallerinden sonra şirket nerede diye yola çıktık sağolsun  yandex navigasyon bizi çok saçma bir yere yolladı işin tuhafı orada olduğunu düşündük ve indik arabadan No:24 ü arıyoruz sol taraf çift çift sağ tek tek azalıyor 38-36-34....-26 diye ilerlerken çat No:22 peki 24 nerede bir cami bir park var ikiside değil muhtemelen ya da bu bana bir işaret mi bilinmez yürüdük yürüdük hiçbir şey bulamadık yeniden navigasyona yazdık başka bir yere yolladı bu sefer salak aptal mal.
  Neyse sakinim bulduk güzel bir rota çıkardık evden gidebilmem için ne güzel ne güzel teorikte muhteşem ama pratikte İstanbul trafiğiyle karşı karşıya kalıyorsun 7 de uyandım 7 nedir Allah aşkına 9 da başlayan işe resmen geceden kalkıyorum kahvaltı niyetine milletin sahuruna eşlik ederim o derece benim sabaha bakış açım budur biline...
  Uzuunnn bir trafik otobüs değişimi ardından 9.20 de gelip ilk iş günümde geç kalmayı başararak bir ilke daha imza........ ama benimle görüşecek patron dediğim muhtemelen sadece ben patron diyorum asyhadfasf çok şeker boss benden sonra geldi hemde tam olarak 10.44 te kendimi tebrik ettim bundan sonra çok erken geldin aferin yarın buçukta geliyoruz falan bir de kendimi patron gibi hissediyorum geçici bir masaya aldılar beni bilgisayar getirmeme gerek yok sanırım şuan bunu yazdığım bir bilgisayarım ve  telefonum var bir şeyler yapmaya yanıma gelen düşük seviyedeki çalışanlarım imza alıyor falan aynı departmandakiler buketciğim diyor anne şevkatiyle yaklaşıyorlar onlar ayakta ben döner sandalyemde muhabbet ediyoruz cidden bir boss oldum sanırım.
   Bir de sürekli kulağımın dibine gelip niyetli misin? sessiz sessiz buket buket oruçlu musun? soruları olmasa daha zevkli olacak niye soruyorlar diye düşünürken baktım kalktılar hadi neye yemeğe ee daha yeni geldik ya bu ne acıkması 12 de öğle yemeğimi yenir yiaaağğğ. Benim kahvaltı saatim daha 6-7 kişi gittik yedik falan hep akşam şuraya çıkalım aa haftasonu olsun ben yorgun oluyorum ay karaköye ayı açılmış cadde çok güzel pazar ağva mı yapsak uuuff ben bir de sizi haftasonu da mı görücem muhabbetleri gömüyorlar mı birbirlerini övüyorlar mı belli değil.
   Bu arada saat daha 2 çok sıkıldım o yüzden post yazma kararıma geri döndüm ☺☺☺
Akşama da bir kızla eve dönücem bana başka bir yol öğretecekmiş kesin çok yürütecek hayır da diyemiyorum bir de çay içiyorlar sürekli sevmiyorum ben yaa bir kahve yapanınız yok valla bir sürü alet var orada gördüm misafirim ben ilk günüm elinize mi yapışır..... Sürekli telefonla uğraşırken yakalanıyorum snap çekerken vs. ben ya çok iş kolik biri olacağım ya çok yayan biri olacağım kesin ya şu akşama naaabalım fil açılmış caddeye diyen ya da ay ben çok yorgunum pazara mangal yaparız diyen kişi..

12 Haziran 2015 Cuma

Hiç Olmadı Köpeğe Sarılın Ağaca Sarılın

     Sarılma konusuna ne zaman neden takıldım bilmiyorum ama ciddi anlamda önemsiyorum hatta bunu niye yazdığımı da bilmiyorum ya şuan bıraksam mı ya da yok yok içimdekini kusayım rahatlamalı insan.
Önceden nefret ederdim böyle her gün öpüşenlere sarılanlara ilk kez görmüş gibi ya da bir daha görmeyecekmiş gibi her uğurlandığında öpülen her karşılandığında sarılan insanlardan iğrenirdim ne saçma ne salak şeyler bunlar gibi gelirdi. Olayı çok yanlış anlamışım tamam hala hazetmiyorum bunlardan en azından yersizlerinden ama ben aslında samimiyet göremediğimden sevmiyorum. Çoğu zaman öpüşme uğurlanma olaylarına girmem zaten sadece karşı taraf yaparsa karşılık vermek zorunda olduğumu hissetiğimden  bir sarılırım öperim ayna görevi gördüğümden genelde neyse tepkisi karşımdakinin aynı türden birazcık abartılmışından diyelim karşılığını veririm hepsi bu. Ama öpmek öpülmek öpüşmek var ki gram duygu hissedilerek yapılan bir şey değil hiç değil.
     Birde bir kuru öpücük yeter diyenler varya hayır ya yetmiyor sarılsana sarılsanıza en içten en sevecen en sert en yumuşak duyguyu sarılarak gösterebilirsin her şeye her şekilde sarılın korkunca mutluyken hastayken sıkı sıkı doyasıya işte o zaman yalan olmuyor geçiştirilmiş olmuyor adetten hiç olmuyor çünkü her insan herkese aynı dozda histe sevgide sarılamaz. Tamam en sevdiğim şey sarılmak en sevdiklerime sarılmak ama demek değil ki her sevdiğime sarılabiliyorum.


 
Çok arabesk hissettim kendimi yanlış yazdım mı diye kontrol edip okuyasım bile gelmedi(:

Buket AÇIL..